Alanya 27 Mart 1986
İbadet ve tapınma
Mesleğimiz olan rehberlik dolayısı ile eski toplumların yaşantılarına hep ilgi duymuşumdur. Özellikle sosyal yapı, fert devlet ilişkileri ve inançlar konusunda.
Eski toplumların günümüze kadar gelen eserleri genellikle yapı malzemeleri, mezarlıkları ve tapınaklarıdır.
Asırlar boyu insanoğlu hep yaşama mücadelesi vermiş. İnsanlarla, hayvanlarla, tabiatla savaşmış. Bazen onun düşmanı başka bir kavim olmuş, bazen kendi kavminin bazı boyları olmuş, bazen vahşi hayvanlar olmuş bazen de hastalıklar olmuş.
İnsan kendisine ve kendi edindiği değerlere hücum eden her şey ile savaşmış. Bazen de kendisi başkalarının değerlerine saldırmış.
Bazen savunan bazen de saldıran olmuş insanoğlu. Kendi değerlerini savunurken bir de bakmışız ki başkalarının değerlerine saldırır olmuş. Başlangıçta içindeki savunma içgüdüsü daha sonra saldırma içgüdüsü halini almış.
İnsan için her devirde bazı kutsal değerler oluşmuş. Aile, soy, namus, servet, şöhret, devlet ve tanrıları. İnsanın pek çok kutsalları olmuş veya oluşturulmuş…
Kutsallar arasında nerede ise her devirde en önemlisi din olmuştur.
Burada ilahi dinler diye adlandırılan monoteis yani tek tanrılı dinler ve çok tanrılı dinler karşımıza çıkar.
Gelin şimdi eski putperest toplulukların inanışlarına bir göz atalım. Eski putperest toplumlara gider isek tek tanrılı dinler ve çok tanrılı dinleri görürüz. Genelde de hep çok tanrılı dinlere inanmış geçmişin toplulukları… Çünkü öyle yönlendirilmiş insanlar yöneticileri tarafından… Bu sayede yöneticiler rahat etmişler… Kendilerinin de bazen tanrısal özellikler taşıdıklarını söylettirmişler rahiplerine. Halk da bunu kabul etmiş veya etmek zorunda bırakılmış.
Bugün şöyle bir dolaşın Anadolu’daki tapınakları. İster Bergama’daki Zeus sunağına gidin, ister Efes’teki Artemis tapınağına, ister Boğazkale’deki (Boğazköy) Hititler ’in büyük tapınağına gidin. İsterseniz de dünyanın başka bir yerindeki herhangi bir tapınağa gidin. Eski tapınım şekillerini inceleyin. Şu manzara ile karşılaşacaksınız:
Muhteşem olarak yapılmış bir tapınaklar. Duvarları çok sağlam. Halkın yaşadığı evlerle kıyaslayamazsınız. O dönemde ancak öyle sağlam yapılar tapınaklarda ve saraylarda görülür.
Tapınakların içerisinde çeşitli heykeller vardır ve bu heykellerin hemen hemen hepsi süslenmiştir. Kim süslemiş… Halk… Tapınak rahipleri halkı yönlendirmişler tapınaklarını süslemeye. En muhteşem tapınak bizde olacak. Biz bunu diğer ulusların diğer kavimleri tapınakları ile kıyaslayacağız. Herkes bizimkinin en muhteşem olduğunu görecek.
En güzel ve en zengin tanrı heykelleri bizde olacak diye gururlandırılan insanlar tapınaklarının ve tanrılarının işlevlerini hiç düşünmemişler… Veya düşündürülmemişler.
Peki bu tapınaklardaki tapanımlar nasıl olmuş. O da çok ilginç. Pek çok tanrılar var. Genellikle pek çok topluluklarda tüm tanrılar bir baş tanrıya bağlı. Baş tanrının dışındaki tanrılar nerede ise doğa ve sosyal olaylar konusunda iş bölümü yapmış gibi.. Savaşın, barışın, tarımın, verimliliğin, felaketin, savaşın barışın vs. vs. tanrıları vardır… Her tapınakta genelde bir tapınak başrahibi ve yardımcı rahipler olur…
Halk tapınağa gelir. Anlamadıkları pek çok şeyler dinlerler rahiplerden. Rahipler halka kendilerinin tanrıları ile ilişki kurduklarını, neyi nasıl yapmaları gerektiğini aktarırlar… Rahiplere neden, niçin diye sorulmaz… Bu sorulduğu zaman tanrılara karşı gelinmiş olunur ve bu da soran için iyi olmaz…
Rahipler ölünce yerlerine onların istediği başka bir deyişle ölen rahibe en sadık olan onun yerine geçer. Yöneticiler de rahibe ayrı bir önem verirler. Çünkü rahipler yöneticilerin halkı istedikleri gibi yönetmesine yardımcı olurlar. Rahipler tanrılarının yanı sıra uluslarını ve krallarını da kutsallaştırırlar. Bu sayede yönetenler daha rahat ederler. Böylece sadık rahipler saraylarda hep iltifatla karşılanırlar.
Senenin belli günlerinde toplanılır tapınaklarda ve tapınak önlerinde. Topluca tanrılarının hoşuna gidecek dualar yapılır, ritüel danslar sergilenir, ilahiler söylenir, ziyafetler verilir, böylece ibadet ettiklerine inanırlar.
Tanrılarının yanında yöneticilerinin ve bazı ulu kişilerinin de isimlerini beraberce anarlar. Bütün ayinleri hep rahipler yönetir. Çünkü rahipler insanları tanrıya götüren fani insanlardır.
Tapınmalarda insanlara ölüm sonrası hayat hakkında da bilgiler verilir. Orada rahat etmek için tapınağa yeterli maddi ve manevi yardımı yapmak zorundalar ve tanrıları ve rahipleri ululamalılar…
Ölenler için de bir dünya vardır putperestlerin dünyasında. Yeraltı dünyasından tapınağa, rahiplere ve yönetime bağlılığın karşılığının alındığına inanılır.
Eğer rahip orada sana sahip çıkmazsa vay haline. O halde yaşarken rahibe iyi hizmet et.
Ölen kralları için, ölen rahipleri için muhteşem mezarlar yapılır… Bazen bunlar tapınağa yakın yerlerde olur. O kralın veya rahibin iyi ruhu onlarla beraber olur çoğu zaman. Bazı özel anma günlerini mezarlarda yaparlar… Böylece ölmüş ulularının da ruhlarının bu anmalara katıldıklarına inanılır. Mezarlarına hediyeler götürürler, süslerler mezarlarını…
Pek çok kral ve rahip ölünce tanrısal güce kavuşurlar.
Eski putperest toplumların inançları yaklaşık olarak bu şekildedir. Yöresel olarak biraz değişiklikler olabilir ama gene de bunları bu şablona oturtabiliriz.
Tabii eski putperest inançları ilahi din olarak adlandırdığımız Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dini inananlarına da sirayet ettiği görülür…
İlahi dinlerin özünde olmasa da uygulamada insanların hayatında pek çok putperest adetler görürüz…
——————-
Alanya 27 Mart 1986
Muammer Çelik